Çocuk Gelişimi Makaleler

Çocukta Özgüven Gelişimi

Çocukta Özgüven Gelişimi

Bizim çocuk çok utangaç. Hiçbir yabancıyla konuşmaz. Dış ortamlarda yanımızdan ayrılmaz, elimizi bırakmaz, biz oranın güvenli olduğunu ve elimizi bırakabileceğini söyleyince daha da sıkı yapışır elimize. Birisi ona ismini sorsun, hemen arkamıza saklanır, yüzünü yerden kaldırmaz! Bizim çocuğun kendine hiç güveni yok! diyen anne babalar? bu yazıda ?eyvah! Hata yapmışız? diyeceğiniz tutumlarınıza rastlayacaksınız; ama üzülmeyin ve bundan sonra ne yapabilirim çocuğum için diyerek bu yazıyı okumaya başlayın. Unutmayın hiçbir şey için geç değil!

Her anne baba çocuğunun uslu, akıllı, terbiyeli olmasını ister ve bu doğrultuda özellikle sosyal ortamlarda ?ona dokunma, bunu elleme, koşma, zıplama, bağırma, sakin ol, yavaş? gibi uyarılarla başlayıp, ?aaa bak şimdi amca kızacak, bak elimi bırakırsan seni hırsızlar götürür, ona dokunursan bak şimdi abla sana vuracak? gibi korkutmalara kadar giden tepkilere maruz bırakır evlatlarını? Sonuçta çocuk denileni yapar, söylenilenden korktuğu için annesinin babasının istediği gibi bir uslu evlat portresini mecburen çizmiş olur. Bu durum ise anne babalara haz verir. ?Benim çocuğum benim sözümü dinliyor!? işte bu gibi durumlarla çocuğun girişkenliğine, özgüven gelişimine vurulan ket çocuk büyüdükçe ortaya çıkacak ama anne baba çekingen çocuğun terbiyeli evlat yetiştirme adına verilen tepkilerin de etkisi ile çocuğun o durumda olduğunu anlayamayacak

Çocuklar 2-3 yaş döneminde ?girişkenliğe karşı utanç? dönemindedir. Bu yaş aralığında geçirdiği yaşantılar onun büyük ölçüde özgüvenini belirleyecek ve çocuğun çevresine açık, kendine güvenen, girişken bir birey mi yoksa utangaç, çekingen, pısırık bir birey mi olacağını etkiler.

2-3 yaş dönemi çocukların aynı zamanda egosantrik döneme girdikleri dönemdir ve özgüven açısından çevrenin yanlış tepkiler vermesine sebep olabilecek tehlikeli bir dönemdir. Ebeveynlerin egosantrik dönemle ilgili bilinçli olması ve yerinde tepkiler vermesi çocuğun özgüven gelişimi açısından yararlı olacaktır. Çocuklar egosantrik dönemde inatçılığın zirvesindelerdir. Kendi ile bütün olarak gördüğü anneden bağımsızlaşma dönemi başlamıştır. Kendini fark etmeye başlayan çocuk bağımsızlığını hisseder ve bunu çevreye kanıtlama çabası içine girer. İşte bu kanıt için de seçtiği yol inatlaşmadır. Sizin yapma dediğinizi yaparak, yap dediğinizi ise yapmayarak kendinin sizden bağımsız bir birey olduğunu, kendi kararları olduğunu size gösterir ve bu durum ona haz verir. İşte bu dönemde ebeveyn bu durumu ?eyvah! bizim çocuk şimdiden bize kök söktürmeye başladı. Baksana şundaki inada. Kim bilir bu büyüyünce nasıl olacak. Kime çekmiş bu inadı bilmem ki!? diye değerlendirirse hataların en büyüğünü yapmış olur. Bu dönemde görülen inatçılık karakter özelliği değildir; sağlıklı gelişim özelliğidir ve bastırılmaya ve terbiye edilmeye çalışılmamalıdır. Yaş büyüdükçe kendiliğinden zaten kaybolacaktır. Bazı annelerin ?ama bizim çocuğun inadı başka? dediğini duyar gibi oluyorum.. hayır değil, sizinki de egosantrik dönemde.

Egosantrik dönemde çocuğun özgüvenini desteklemek için anne babanın yapması gereken tek şey çocuğunun kendi kararlarını uygulamasına izin vermektir; kendine zarar vermeyeceği, tehlikeli olmayan her şeyi yapmasına olanak tanımaktır; uyumsuz giyinmek isteyen çocuğunu çevreye güzel göstermek adına onun tercihini ve kararını görmezden gelerek kendi zevkine göre giydirmek değildir! Daha kullanışlı ve daha uygun diye, çocuğunun istediği oyuncak yerine kendi beğendiği oyuncağı almak değildir! Eminim çocuğum bundan daha çok mutlu olacaktır diye çocuğunu onun istediği yere değil de, daha gösterişli ve daha pahalı eğlence yerine götürmek değildir! Mümkün olduğunca çocuğun isteğini yapmasına müsaade etmektir. Çocuk bu dönemde inatçıdır ve dediğini yapmak onun sağlıklı gelişimine katkıda bulunur. Bu durumlarda onunla inatlaşmayın. Bu dönemde yapmanız gereken en önemli şey budur.

Sosyal ve kalabalık ortamlarda anne babasının eline yapışmayan, birisi ona soru sorduğunda bacak arkasına saklanmayan çocuk yetiştirmek isteyen anne babalar için de bu 2-3 yaş dönemi çok önemlidir. Çocuğun bu dönemi, çevresini güven hissi ile keşfetmesini sağlayarak geçiren aile, bu dönemden sonra da çevresine güvenen, kalabalık ortamlarda rahat davranan, ona soru sorulduğunda kolayca cevap veren, çevresiyle kolay iletişime geçen bir çocuk sahibi olduklarını görecek. Aksi takdirde 2-3 yaş döneminde ?elimi bırakırsan hırsızlar kaçırır, ona dokunursan amca kızar, koşarsan teyze kızar? gibi tehditlerle karşılaşan çocuğun ileride kendine güvenen, özgüven dolu olmasını kimse bekleyemez! Bu dönemde yapılması gereken çocuğun girişkenlik içgüdüsünü kırmamak, çevreye olan güvenini zedeleyecek tehditlerden uzak durmak, onun güvende olduğundan emin olarak onu kendinizden bir miktar uzak tutmaktır. Çocuk bakmak istiyorsa baksın, dokunmak istiyorsa dokunsun, koşmak istiyorsa da koşsun? Çocuğunuzu bu hareketleri özgürce yapabileceği ortamlara götürmek sizi de germeyecektir, ilişkinizi de? Alışveriş merkezleri, çocuğun hareketlerini kısıtlamak zorunda bıraktığı için, girişkenliğini zedeleyen yerlerdir. Çocuklarınızı mümkün olduğunca rahat hareket etmesinde sakınca olmayan mekanlara götürün.
 
Peki egosantrik dönemi yukarıda bahsedilen hatalarla geçiren anne babalar bundan sonra ne yapmalı ki çocuğunun kaybolan güvenini tekrar kazanmasını sağlasın? İşte kritik soru bu.
Bu yazıyı okumakla beraber çocuğunun özgüveni için bir şeyler yapmak için kolları sıvayan anne babalar; uzun ve ağır ilerleyen bir yolculuğa çıkıyorsunuz, aceleci davranmayın, çocuğunuzun hemen dönüt vermesini beklemeyin, siz bu yolda ince nazik adımlarla ilerlemeye devam edin.

Özgüven geliştirme adına yapacağınız şeyler, girişimleriniz mutlaka küçük adımlarla olmalı. Yavaş yavaş ilerlemelisiniz. Kalabalıkta annenin elini bırakmaktan korkan çocuğa ?sen bu mağazada oyuncaklara bakarken ben seni kapıda bekliyor olacağım? demek çocuğun sadece yoğun kaygı yaşamasına sebep olur. Bunun yerine ?bugün elimden tutmak yerine çantamın ucundan tutabilirsin; hem böylelikle ben de elimi kullanabilirim? demek çocuğu küçük bir adımla dış ortama yakınlaştırmak olur ve çocuk bu minik adımdan rahatsız olmaz. 1-2 kere bu uygulamayı denedikten sonra çocuğunuzun durumuna göre ?benim ellerim bugün dolu bak 3 tane poşet taşıyorum ikisini ben taşıyayım, birini de sen al, bana yardım etmen çok hoşuma gider? diyerek, çocuğa hem size yardımcı olduğu için mutluluk verebilir hem de elinizi tutmaktan onu iki adımda vazgeçirmiş olabilirsiniz. Yeter ki doğru yerlerde doğru kelimeleri kullanarak açıklama yapın.

Soru sorulduğunda koşarak, ona en yakın bacağın arkasına saklanan çocuk için ne yapmalıyız? Onu asla cevap vermek için zorlamayın, özellikle kalabalık ortamlarda ona konuşturmak için baskı yapmayın. Daha da içine kapanmasına sebep olabilirsiniz. Çocuğunuzun sosyal ortamlarda konuşmamasının sebebi kendine güvenmeyişidir, kendini değersiz görüşüdür. Siz evde ona kendini değerli hissettirecek yaşantılar sunarsanız çocuğunuz bir süre sonra kendiliğinden sosyal ortamlarda konuşmaya başlayacaktır. Bu evde hissettiği güveni dış ortama aktarımdır. Çocuğun evde kendini değerli hissetmesi için evde bazı kararları onun vermesini sağlayın, bazen bir şeyleri siz yapamayın ve ondan yardım isteyin. Örneğin; yarın önemli bir gün ve şık giyinmek istiyorsunuz; kızınızı çağırıp, onun çok güzel giyindiğini, kendinizin yarın ne giyeceğinize bir türlü karar vermediğinizi, şık giyinmek için onun yardımınıza ihtiyacınız olduğunuzu söylemeniz kadar kızınıza haz veren başka bir durum olamaz. Bırakın yarın kızınız sizi kendi zevkine göre giydirsin. (kötü bir seçimse eve en yakın benzinlikte şık kıyafetinizi giyersiniz, yeter ki ertesi gün evden kızınıza teşekkür ederek, onun seçtiği kıyafetlerle çıkın.) Erkek çocukları için ise gücünün vurgulandığı, gücü ile bir şeyler başarmasını istemek onları pohpohlayacaktır. bir gün mutfakta iken bir kavanozun kapağını hafifçe aralayın ve küçük erkek çocuğunuzu çağırıp, kavanozun kapağının çok sıkı olduğunu bir türlü açamadığınızı, onun çok güçlü olduğu için hemen açabileceğine inandığınızı söyleyin ve kavanozu ona uzatın. Kapağı açtığındaki yüz ifadesi, fotoğrafını çekmeye değer olacaktır? Bu örnekleri zenginleştirmek sizin elinizde, artık ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz.

Çocuğunuzun öz güvenini geliştirmek istiyorsanız; onu özellikle sosyal ortamlarda övün. Başarılı olduğu, yapabildiği bir şeyi bir akşam misafirlikte otururken ballandıra ballandıra anlatın ve çocuğunuzla ne kadar gurur duyduğunuzu söyleyin. Yüzü, utandığı için hiç yerden kalkmayan çocuk belki an anda konuşmaya başlayacak ya da oraya bir sonraki gidişinizde bu övünme konusunu tekrarladığınızda kendinde konuşma cesareti bulacak.

Yukarıda özgüven geliştirmek adına anlatılan yöntemlerin ortak noktasının ?sizin çocuğunuza verdiğiniz değer? olduğunu fark etmişsinizdir. Bu konunun düğüm noktası da çözüm noktası da çocuğun sizinle olan ilişkisinde saklı. Siz çocuğunuza ne kadar güvenirseniz, bu güveninizi ona ne kadar hissettirirseniz ve somut yaşantılar ile pekiştirirseniz çocuğunuz kendine o kadar güvenen bir çocuk olacaktır.

© 2013 Yekta Kreş | www.yektakres.com